Sunday, January 11, 2009

Ayran, pide, meysu...













Ayran, pide, meysu...


Boyle bagiriyordu kapalidaki saticilar.
Hamburger denilen seyse hayatimizda yoktu (Osmanbeydeki Kristal bufenin kendisine has yaptigi seyede hamburger denmiyordu)

Uzun yillarin, sampiyonsuzlukla getirdigi direncse hep bizimleydi. Sampiyonsuzluklarla gecen her senede: basta kapali olmak uzere, eski acik, yeni acik ve hatta numaralida, daimi her macta bulunan seyirci takimini son maca kadar destekliyordu ve oyle fazlada degildi taraftar sayisi. Trabzona 1978/79 sezonunda kaptirilan sampiyonlukta bile bagrina basmisti taraftar takimini. Ne olduysa ondan sonra oldu; ayran, pide, meysunun hayatimizdan ciktigi rezil 1980 lerle baslamisti her sey. Ilk defa bir Galatasaray hocasinin, Derwal'in yuzune tukurmekle baslamisti hersey o melun 1980 lerde. Daha sonra efsanevi futbolcusu Hagi'ye Galatasaray'in hocasiyken yapilan terbiyesizlikler, futbolcusunu yuhalamaya, her hangi bir kotu sonucta kufur etmeyede o zamanlarda baslanildi. 1970 lerde kendi evinde Boluspor'la 2-2 berabere kalinca "milyonluk essekler" diye bagirip kufur eden Fenerbahce seyircisinin (taraftar degil) uzun yillar once elinde tuttugu rezillik, GS'ada gelmisti sonunda, normaldi herhalde cunku ulke bogazina kadar yozlamaya baslamisti ve herhalde bundan bizde nasibimizi alacaktik ve aldikta.

Ve geldik bugunlere: oyuncusuna kufur eden, en olumsuz harekette kandini kaybedip saldiran, macin sonucuna gore davranan bir kitle cikti karsimiza ve bu kitle ile gayya kuyusundan cikmayi bekliyoruz. Asil aciklanmasi gereken sey: neden bu gune kadar Galatasaraylilarin bu yozlasmaya kizdigi degil, neden bu yozlasmaya ses cikarmadigidir.

Ayran, pide, meysunun geri gelecegini umaraktan, demir aldik...

No comments:

Post a Comment